Matsujun'un Asia Pacific Arts dergisine "The Last Princess" hakkında verdiği röportaj

27 Nisan 2008

APA: Japonyada bayağı tanınan, sevilen bir idolsünüz. Shinji Higuchi'nin deyimiyle seninle hiç alakası olmayan bu kirli karakteri seçmeye nasıl karar verdin?
MJ: En önemli sebebi, ilk aklıma gelen, orjinal kitap çok ilginçti. Ama bu rolü oynayıp oynayamayacağımı tartışırken böyle kirli kıyafetler giyeceğimi falan bilmiyordum... Ha, ama öğrendiğim zaman da bayağı ilginç bi deneyim olabileceğini düşündüm.

APA: Filmin nasıl karşılanacağı hakkında gergin misin? Bir Akira Kurosawa filmi olduğu için beklentiler yüksek olacaktır.
MJ: Yoo, şu anda hiç gergin değilim. Gerçi çekimlerden önce bayağı bir gergindim, sonuçta bir Kurosawa filmi çekiyoruz, dolasıyla üzerimde büyük bir baskı hissetmiştim. Ama çekmeye başladığımızda farkettim ki; biz aslında 50 yıl önce yapılan versiyonu yeni tekniklerle geliştirmek için sahiplerinden ödünç alıyorduk. Bu yüzden ortaya gerçekten iyi bir şeyler çıkarabileceğimize inanıyorum...

APA: Bu film için Star Wars'ı kaç kez izlediniz?
MJ: Takezo karakteri için filmi tekrar izlemedim, ama bunu yönetmene de söyledim, Takezo kendi içinde birazcık Luke Skywalker, birazcık Spiderman, birazcık da Jack Sparrow barındırıyor. Biz de tüm bu Hollywood karakterlerini Takezo'da yeni bir kahraman yaratmak için kullandık

APA: Filmde en beğendiğin sahne hangisiydi?
MJ: Himatsurili bir sahne var, kesinlikle Japon festivallerinin doğasını ve jidaigekinin ruhunu mükemmel yansıtıyor. İzlemesi de çok keyifli...

APA: Tehlikeli ya da seni zorlayan sahneler çekmen gerektiği oldu mu?
MJ: Bahsettiğim himatsuri sahnelerinin bir kısmını stüdyoda çekmedik. Hayatım boyunca o kadar mükemmel bir manzara görmemiştim, ama oynarken en çok zorlandığım bölüm orasıydı sanırım.

APA: Film için ata binmeyi ve kılıç kullanmayı öğrendin. Bu yeteneklerini geliştirmek zor oldu mu?
MJ: Umm, hayatımda ilk defa ata binecektim, bu yüzden çekimlere başlamadan üç ay önce çalışmaya başladım.

APA: Genellikle aktörler gerçek hayattan çok uzak roller canlandırırken zorlanırlar, özellikle Japon Eğlence sanayinde daha önce hiç bu kadar uzak bir zaman diliminde çekilen ve görünüşünle bu kadar oynanacak -hatta alınmazsan mahvedilecek- bir rolle karşılaşmamıştın.
MJ: Bir jidaigeki parçası olarak bu rol hakkında çok düşündüm, daha önce oynadığım rollerin hepsinden çok farklıydı. Şimdiye kadar kariyerimde hep çağdaş karakterler canlandırdım, geriye dönüp baktığımda, benim ya da çevremdekilerin yaşayışlarından farklı bir yaşam tarzları yoktu. Ama bir Jidaigeki filminde, zamanda geriye yolculuk yapmak zorundasınız. Modern hiçbir şeyin olmadığı bir dünyada yaşamak zorundasınız, bu düşünceler rolü canlandırmama yardımcı oldu, bir de tabii kostümler, makyaj vb. o kadar mükemmel ki moda girmemeniz mümkün değil. Normalde, medyayla ilgili şeylerde dış görünüşümle sadece pudra vb. ile oynarlardı. Ancak Takezoya dönüştüğüm zaman, normalde olduğumdan çok daha kirli ve pasaklı bir şey oluyorum, aslında bu rolü daha rahat canlandırmamı sağladı.

APA: Amerikada beğendiğin aktörleri sorsam?
MJ: Hmm... Beğendiğim aktörler... Ah, Johnny Depp'i çok beğeniyorum, zaten bugünlerde çok popüler oldu, ama popülerliğinden önce de onun yaptığı işleri beğenir ve takip ederdim. En beğendiğim filmi Edward Scissorhands ve Dead Man. Sonra, Kevin Spacey de çok iyidir. Ayrıca Dicaprioyla Brad Pitt'i de çok beğeniyorum. Japonlardansa Kabuki'yi severim.

APA: Arashiden arkadaşın Kazunari Ninomiya Letters'da Clint Eastwoodla çalışmıştı. Sen de bir Hollywood filmi çekmeyi düşünüyor musun?
MJ: Yani, becerebilirsem. Bugün burada olduğum ve insanların filmi gördüklerinde verecekleri tepkiyi göreceğim için gerçekten çok onurlandım. Şu anda karar verilmiş herhangi bir şey yok, ama Amerika'da çekim yapmamı sağlayacak yeni projeler olsa süper olurdu.

APA: Başka hangi tarz roller hoşuna gidiyor?
MJ: Özellikle oynamak istediğim bir rol çeşidi yok. Benim için asıl önemli olan şey zaten rolün kendisi değil, senaryo ve etraftaki diğer karakterlerdir. Gerçekten çok ilgimi çeken bir rol olsa bile, eğer adam gibi bir senaryosu yoksa onu oynamanın ne yazık ki bir anlamı da olamaz.

APA: Şimdi sen, Johnny'sde ve Associatesde "elit tabaka"dan birisin - ses testini atlaman, direk şirkete katılman... Sanırım Johnny sende bir yetenek ışığı falan görmüş - bu Arashide de kendini gösteriyor, diziler de ve filmlerinde de. Gençken böyle biri olabileceğini düşünmüş müydün hiç?
MJ: Vay, "elit" oldum demek ha. Kendi aramızda bile sınıflandırıldığımızı bilmiyordum. Doğruyu söylemek gerekirse, inanmak için hiç bir elle tutulur sebebim yoktu, ama içimde bir yerlerde, bir gün Arashi gibi mükemmel bir grubun üyesi olacağıma dair garip bir sezgi vardı. Neden böyle inandığımı bilmiyorum ama, şanslıyım ki gerçek oldu.

APA: Arashi, bir grup olarak 10. yıl dönümüne yaklaşıyor, bununla ilgili büyük planlarınız var mı? Yakın zamanda Arashi uluslararası konserler verecek mi, turnelere vb. çıkacak mı, Amerika'da mesela?
MJ: Hmmm... Yani, 10. yıl dönümü hakkında pek düşünemedim, 10 yıl hepimiz için o kadar çabuk geçti ki, tabii etrafımızda bizi destekleyen insanlar sayesinde. Mmmm, biz beşimiz nasıl kutlarız bilmiyorum ama, minnettarlığımızı iletebildiğim kadar çok insana iletebilmek isterdim. Bu kadar yıl geçtikten sonra bile hâlâ bir rolü kabul ederken, daha önce de söylediğim gibi, ilgilendiğim ve daha çok insanların ilgilenecekleri filmler yapmaya devam etmek isterdim. Tabii bunun için biliyorum ki yeteneklerimi geliştirmeliyim - artık, şarkı söylemek, dans etmek, oyunculuk, farklı diller konuşmak falan ne gelirse aklınıza, biliyorum ki hiç durmadan denemem gerekecek, sürekli gelişim halinde olmam gerekecek. Şu anda size söylediğim şeylerin çoğunu zaten yapmaya başladım, fazla zamanım yok sonuçta.

APA: Şu anda iki tane sinema filmi çekiyorsun, aynı zamanda yeni televizyon dizileriyle de meşgulsün, buna Arashi no Shukudai-kun da dahil, bir de konserleriniz falan var şu sıralar. Dinlenmeye vakit bulabiliyor musun?
MJ: Burada, Hollywooddaki Japon Televizyon şirketlerinden insanlarla konuşuyordum, ve gerçekten çok şaşırdım. Hollywoodda siz bütün dünyada gösterilecek filmler çekiyormuşsunuz. Benim bu duyguyu pek tecrübe ettiğim söylenemez. Ben şimdiye kadar hep Japonyada Japonlar için çekilen filmlerde rol almıştım, ama internette falan, artık bizim çektiklerimizin bayağı konuşulduğunu gördüm, heryerde görülüyordu. Bizim çektiğimiz filmleri, dizileri burada gördüğümde bu dünyanın ne kadar da kocaman bir yere dönüştüğünü fark etmeme sebep oldu. Amerikadan bir hayranımdan mail ya da mektup falan aldığımda bir garip oluyorum, mesela son seferinde, Las Vegastayken aldığım bir mektupta "Ne zaman Amerikada konser vereceksiniz?" yazıyordu. Bunu okuyunca farkettim ki; bizim burada da bir dinleyici kitlemiz var, ve bir gün burada, Amerikada ya da dünyanın çok farklı yerlerinde konserler verebileceğimizi umdum. Eğer gelecekte böyle bir şey yapabilirsek, bir çok insanın bunu görmesini isterdim.

APA: Amerikadaki hayranlarınıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?
MJ: Okyanusun karşısındaki küçük bir adada yaşamamıza rağmen bizi desteklediğiniz için çok teşekkür ederim. Bu GERÇEKTEN mutlu hissetmemi sağlıyor.

Kategoriler:

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Popüler Sayfalar: